4 Ocak 2012 Çarşamba

Evimize Christmas Blend girmesi şerefine!

Hazır yazmaya başlamışken o gazla gideyim dedim :) Aklımdan geçen çok şey var yazılacak, ama ne kadarını burada paylaşırım bilemiyorum, kısmet :p


Aralık ayının ortalarında bir haftada 5 kere (hatta iki seferi aynı gün olmak üzere :s) Starbuck'la haşır neşir olunca yıl sonuna özgü Christmas Blend kahvesine takmıştım kafayı. Ha o hafta 5 kere Starbucks'a gitmem bayıldığımdan değil, koşullar öyle gerektirdi diyelim ama kahvelerini, bardağını kupasını da severim hani. Yalnız bu aşırı olmayan takıntım bu sefer biraz sınırları aştı: sırf o kahveyi denemek uğruna eve kahve makinesi aldık :D Gerçi benim evde sürekli çeviri yapmamdan dolayı çay-kahve tüketimimin ve artık Nescafe'nin ötesine geçme isteğimin de bunda payı var ama itiraf ediyorum ki o kahveyi denemekti öncelikli sebebim :) Neyse ki internetten indirimli, işimizi görecek bir makine aldık, tam da yılbaşı arifesinde gelerek bize yılbaşı hediyesi oldu. Dün ben de Ereğli'den dönünce makinemizin açılışını yaptık, arkidişim Fulden'in getirdiği, Belçika'dayken ölümüne kullandığım kahve pedleriyle ilk denememizi yaptık. Acemi baristalar olarak pek başarılı değildik ama en azından ölçüsünü öğrendik.

Bugün de hedefimi gerçekleştirmek üzere Starbucks'ın yolunu tuttum, saat akşamın 10'unda (o da ayrı hikaye zaten) Telefonda bir arkadaşıma hararetli bir şey anlatıyorum, aldım bir paket kahveyi kasaya gittim. Ben bıdı bıdı bir şey anlatırken el kol hareketleriyle kredi kartımı cart diye uzatıp hemencecik alıp kaçacağı derken baristanın "nasıl çekelim?" sorusuyla biraz dumur oldum. Cevap: "Çekelim derken?" Ve o anda benim karizma yerle bir tabi; kırk yıllık kahve uzmanı havam uçup gitti, ilk kez çekirdek kahve almaya giden ezik olarak sahneyedeyim :D Tabi o anda dank etti kahvenin pakette çekirdek olduğu ve bizim kahve makinesine göre çekmeleri gerektiği. O sırada da barista sorusunun cevabını almaya çalışıyor, gelişen diyalog şu şekilde (telefondaki arkadaşım şaşkın bir şekilde bekliyor):

Barista: Yani nasıl makine kullanıyorsunuz?
Ben: Yani işte üstten koyuyoruz kahveyi, şu karafı (karaf kelimesi de gelmedi aklıma başta, sürahi diyecektim ki şükür hatırladım :D) olanlardan. (Tabi o arada el kol ayrı oynararak hayali kahve makinesine karaf yerleştiriyor bir yandan.)
Barista: Hı tamam, peki filtre metal mi kağıt mı?
Ben: Ha kağıt kağıt.
Barista (cevabı alınca kahve öğütme makinesine gidiyor, sonra cevaptan tatmin olamıyor): Kağıt, eminsiniz değil mi?
Ben: Ay tabii ki!

Artık nasıl bir kararsızlıkla kağıt filtre dediysem, siz düşünün :D Neyse yanında hediyesi varmış, bir de White Chocolate Mocca aldım ve telefon kulağıma yapışık mekanı apar topar terk ettim :) Eve girer girmez denememizi yaptık tabi; pakette yazan "Sweet, spicy, herbal" tadı artık nasıl hayal etmişsem ilk denemede beklediğim tadı bulamadım ama evimize süt almayı başarırsak çeşitlemeler yapabileceğimize inanıyorum :D

İşte bu da benim yorgun ruhumu iyileştirmek için bugünkü maceramdı, bakalım ilerleyen günler neler getirecek :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder