6 Kasım 2018 Salı

Anjiyo iğnesi öldürmez!

İki hafta önce en yakın arkadaşlarımdan birinden bir mesaj aldım "Memleketteyiz, babam anjiyo oldu apar topar," diye. Mesajı aldığımda gece yarısıydı, elim ayağıma dolandı. Panik oldum. Daha iki buçuk ay önce bir hafta sonu birlikteydik; saatlerce yüzüyor, bisiklete biniyor, kendi ekmeğini kendi yapıyordu, dipçik gibiydi. Neyse ertesi gün anjiyonun iyi geçtiğini öğrendim, rahatladım. Hem üzüldüm, hem de iyi olduğu için çok sevindim. Arkadaşımla konuştuğum zaman ise bana söylediği şey "İlk duyunca aklıma sen geldin," oldu. Çünkü iki yıldır anjiyo olan herkes için aşırı endişeniyordum, tıpkı Kurban Bayramı'nda hastalandığı için bir anda kendini anjiyo olurken bulan anneannem için yaşadığım korku gibi.
Çünkü anjiyo öldürmüyordu; aksine anjiyo olmaktan kaçınca, iğneden ve hastaneden korkunca, kendini önce evde fenalaşırken, sonra anjiyo iğnesi yerine ambulansta adrenalin iğnesi yerken ve en sonunda ise sevdiklerin fenalık geçirmeden seninle morgda vedalaşmaya çalışırken buluyordun. Merak ediyorum -keşke sorabilsem-, acaba korkundan ötürü tedavi olmaktan kaçmak, seni ikna ederler, ısrar ederler diye bunu ailenle bile paylaşmadan ölmeyi beklemek mi, yoksa -eğer hissedilebiliyor ve görülebiliyorsa- sen toprağın altında yatarken başında evladın "burda yalnız o şimdi, üşüyordur, gidemem," diye mezarlıkta başında feryat edip çırpınırken görmek mi daha kötüdür?
Bir B12 iğnesi yerken bile aynı babam gibi evde çırpınan biri olarak diyorum ki; anjiyo iğnesi öldürmez! Sağlığınızı, özellikle de sevdiklerinizin sağlığını ihmal etmeyin. Benim son iki yılım sağlık kontrollerine birlikte gitmemize rağmen kardiyoloji uzmanının yanına tek giren babama doktorun ne söylediğini ondan dinlemek yerine raporlarına neden kendim bakmadığıma, neden söylediğine körü körüne inandığıma küfrederek geçti.
Beni duyuyorsan sana sesleniyorum, bir iğne uğruna körü körüne gittin be adam! Ve biz tam iki yıldır bir eksiğiz.