6 Kasım 2021 Cumartesi

Bir ağaç gibi köklü ve muazzam.

Marsilya'ya taşınalı üç buçuk hafta oldu. Kendimi zaman zaman düşünürken buluyorum, bir şey eksik gibi. Bir şey eksik tabii, aslında tam beş (5) senedir. 

Beş sene önce temmuz ayında Londra'da geçici görevliydim. Annemle, kardeşimle, sevgilimle akıllı telefonlar sayesinde her an haberleşebiliyordum ama yazları Ereğli'de olan babam o yaz da Ereğli'deydi ve Nokia 1100'ından vazgeçmediği için onu Büyükelçilik'teki telefondan arardım. Neler yaptığımı anlatır, halini hatrını sorardım. Önceki görevlerimde zaten ya Ankara'da ya Ereğli'de birlikte olurlardı, o zaman görüşmek zaten kolaydı.

Bugün fark ettim ki yurt dışındayken babama rapor vermeyi özlemişim. Ona buraları anlatmak, annemle birlikte misafir etmek, iki bira tokuşturmak, anneme, kardeşime anlattıklarımı ona da anlatmak, dertleşmek, akıl almak istiyorum. Belki şimdiye kadar zorla da olsa bir akıllı telefon aldırırdık da kafama estiğince arardım ama bunun mümkün olmadığını tekrar tekrar idrak edince çaresizlik kuyusuna düşüyorum. 

Ne zaman buluşuruz kim bilir, o zaman teknolojiye de gerek kalmaz değil mi? O zamana kadar bu ağaç bana seni hatırlatsın, kim bilir taa nerelere kadar uzanan kökleri ve rengarenk yapraklarıyla muazzam görünen dalları tıpkı sen gibi; herkese yetişen, herkesle iletişim kuran, yapabildiklerinin ve çılgınlıklarının haddi hesabı olmayan sen gibi.