2 Haziran 2014 Pazartesi

Sedef'im Almanya'ya gelin gitti!

Sedef benim 13 yıllık arkadaşım. Ortaokuldan sonra liseyi de birlikte okuyup, lisenin bittiği yaz birlikte sürücü kursuna gittik, hatta azimle gittiğimiz kursun sürüş kısmında ÖSS sonucumu ilk ondan duydum arabayı bir yerlere toslamak pahasına. Öyle aşırı sıkı fıkı kankavari bir arkadaşlığımız olamadı ama Ankara'da okurken az çok görüştük, her seferinde bıraktığımız yerden aynı samimiyetle sürdü dostluğumuz. Ben Erasmus'tan döndüğümde aldığım hediyeyi iki sene sonra verebildim, O Almanya'ya kursa gittiğinde bana Ritter Sport getirip kalbimizi kazandı. Bir gün gelip de bir Alman'a gönlünü kaptırdığını söylediğinde "anaaam ecnebi mii" diye de pek sevindim malum ecnebi merakım yüzünden. Ama gün gelip de o ecnebi damadın alıp kızımızı başka diyarlara götüreceğini idrak ettiğim gün de içten içe üzülmedim desem yalan olur.

Neden mi bunları yazıyorum? Çünkü dün Sedef söz konusu yabancı sevgilisi Manfred'le evlendi! :) Manfred, Sedef'i Almanya'ya staja gittiği o bir aylık dönemde koymuş kafasına, hiç de vazgeçmedi. Türkçe öğrenmeye çalıştı, Kuran'ı okudu, Sedef'i her türlü her koşulda sabırla bekledi. Bizim de cuma günü kına akşamı tanışma fırsatımız oldu. Konuşkan, eğlenceli, çat pat Türkçe konuşmaya çalışan, kendine güvenen bu adamın Sedef'in elini özenle tutması, şefkatle alnından öpmesi o kadar etkiledi ki beni, "bu çocuk bu kızı arıyormuş sanki" dedim. Hikayelerini kına akşamı Manfred'den dinlerken yarım kaldı ama onlarınki de biraz tesadüflere dayanan bir birliktelik işte.

Sedef'in içinde hiçbir şey kalmasın diye hiçbir istediğini eksik etmemiş damadımız, zira kına gecesinde Sedef avucunu açmayınca süslü paketinden çıkarıp bir çeyrek altını avucuna koymasını da bildi bizim damat, tabi üstüne eline kına yakılmasını da engelleyemedi :D Parmak şıklatmayı öğrenip her oynamaya kaldırıldığında güzel güzel oynadı yüzünde mutluluktan parlayan gülümsemesiyle. Almanya'dan hiçbir yakını olmamasına rağmen hiç yalnızmış gibi olmadı.

Dün de küçük ama çok özenli, her detayı düşünülmüş, sade bir düğünle evlendirdik kumruları. Önce Sedef'in ayağındaki platform spor ayakkabılara şok oldum -topuklu ayakkabıları hazırdı çünkü- sonra da pistte yaptıkları rumbaya, ne teklediler ne de hareketleri kaçırdılar. Sonra hepimiz oynarken müziğin birden değişmesiyle başladığımız damat halayına ve sonrasında Kasap Havası'na Manfred'in anında uyum sağlamasına şaştım kaldım, adam ben halayın başını çekerken tüm hareketleri kaptı birkaç açıklamayla. Ama hepimizin tüylerini ürperten de karşılıklı geçip Harmandalı oynamaları oldu. Bizim kız sürprizin âlâsını yapıp Manfred'i koluna taktığı gibi Harmandalı öğrenmeye götürmüş. Üç dakika boyunca ağzımız bir karış açık izledik resmen. Oyunun sonunda yine Sedef'in ellerini tutup alnından öpünce son kez tescilledim kafamda Sedef'in Manfred için ne kadar anlamlı ve kıymetli olduğunu, adamın kızımız için yapmadığı kalmamış oldu bu sayede :)

Bir stajla başlayan maceralarını yıllar sonra güzel bir düğünle noktaladı benim canım arkadaşım ve dünyalar tatlısı kocası. Bundan sonra Almanya'da yaşasa da biliyorum ki hiç uzak olmayacağız onunla ve Türk kültürüne uzak olmayan Manfred'le de her telden muhabbet edebileceğiz. Ve biliyorum ki canım arkadaşımı orada her daim koruyup kollayacak, kendinden çok sevecek bir hayat arkadaşı olacak, ki beni en derinden etkileyen bu oldu. İkisine de birbirlerinin ellerini hiç bırakmayacakları uzun bir ömür ve sonsuz mutluluklar diliyorum! <3

(Neden bu kadar duygusala bağladım bilmiyorum ama çok sevdiklerimin yavaş yavaş yuvadan uçması normalden fazla mutlu ediyor sanırım artık beni. Malum balayında olduğu için rahatsız etmek istemedim ama izinsiz bu yazıyı yazmama ve fotoğraflarını paylaşmama eminim Sedef kızmayacaktır, bu yazıyı görürse de bence mutlu olup gözleri dolar değil mi minik kuşuuuum? :) )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder